“dinle neyden duy neler söyler sana, derdi vardır ayrılıklardan yana”
Nerede Yaşar?
Gözlerini senin gibi soğuk bir hastane odasında açtı dünyaya. O gün bugündür yaşıyor bu hayatı.
Kendi yer yüzünde, aklı bir karış havada…
Nerede yaşadığını henüz çözemedik. “Gâh çıkarım gökyüzüne, gâh inerim yeryüzüne…” der durur. Seyretmeyi, seyredilmeyi sevmesinden olsa gerek!
Yaşamadıklarının yaşadıklarından çok olduğunu gördüğünde, görmediklerinin gördüklerinden daha çok olduğu gerçeğiyle yüzleşmiş ve…
“ne yaşar, ne yaşamaz” olmak yerine, “hem yaşar hem yaşamaz” olduğunun farkında olarak hayatına devam etmeye karar vermiştir.
İşin aslı; nerede başlar bu yolculuk, nerede yaşar, nerede taşar bilinmez!
Derler ki;
“Bilen söylemez, söyleyen bilmez”

Kimdir?
Kendini, insanları ve davranışları gözlemleyen; gülümsemeyi, selam vermeyi, teşekkür etmeyi ihmal etmeyen; istisnasız her konudan ders almaya çalışan, bu sebeple ders dönemi hiç bitmeyen bir öğrenci.
hamdım, pİŞTİM, yazdım…
Döner durur dünya kendi halinde. Aldanma sen, uyma sakın tatlı yeline… Eser, küllerini savurur, eser, savurur seni de! Ararsın an gelir savrulduğun yerde. Sözün ve özün bir olduğu demde… Sahiden o hakîkat nerede?
İkilemler
sözün, özün…
gecen, gündüzün…
biraz ün, biraz da hüzün…
beden, neden?
seven, sevilen…
biraz sen, biraz da ben…
zaman, akan…
insan, nisyan…
biraz kan, biraz da can…
yaşadığın aslında bir an!
arayan, soran…
sevdiğine varan,
onda huzur bulan…
can, yan, dayan…
sonunda uyan!
işte geldi o an.

Sıkça Sorulan Sorular / Sıkça Yorulan Konular
Nasıl başladı?
Kim bilir?
Nereye gidiyoruz?
Soruyu değiştirelim. Neyi bıraktık, neye gidiyoruz?
Ne zaman bitecek?
Belki yarın belki yarından da yakın!










